16 Şubat 2018 Cuma

Ufak Bir Mola


Yorgunum, yoğunum biraz da nedense canım sıkkın pek kitap okuyamıyorum.Okuduğum kitapta güzel halbuki ama çok yavaş ilerliyorum İntikam Ateşi ay başından beri elimde azar azar okuyorum ay sonuna biter herhalde.Bu ay üzerimden kalkmayan bir yorgunluk hakim ve kitap  okumak yerine başka şeylerle oyalanıyorum.Bu durum geçen sene de başıma gelmişti reading slump değil bence benimkisi elime alınca okuyorum kitabı, okuyamıyorum değil sorun kitabı elime alırken geçen zamanda.

Geçen sene de üst üstte çok fazla kitap okuyup bir süre sadece kitaplarla vakit geçirmiştim bloglarda ,bookstagramda şu ay bu kadar kitap okudum şöyle böyle diye gaza gelmiştim sanırım sonraki bir iki ay ise elime hiç kitap almadım.Şimdi de aynı durum var biraz,ocak ayını dört kitapla kapattım çok değil ama zaman zaman kendimi yüz sayfa okumak için şartlandırdım bazı şeyleri yapmadım filan sanırım bu durum beni boğdu.Eskiden beri kitap okumayı severim ama bazı şeyleri de yapmaktan keyif alan bir insanım.Misal dizi film izlemeyi zaman zaman kitaplardan daha çok seviyorum.Ya da bilgisayar playstation oynamayı.Eskiden az okur çok izlerdim, evet bu bazıları için yanlış ama beni memnun eden bunlardı.Şimdi de kitaplara yoğunlaştığım zaman izlediklerimi bırakıyorum belli bir süre sonra da kitapları.Bir şey izleyesim varsa izlemiyorum okuyasım varsa okumuyorum da tuhaf bir hal durumuna bürünüyorum.

Kendimi zorlamak istemiyorum artık,yoksa iyice uzaklaşacağım.Kitap okumak keyif vermek yerine zorunlu bir iş gibi olucak yoksa.Günlük sayfa sayımı yüz yerine kendime göre azaltmayı düşünüyorum kalınlığına göre aylık üç dört kitap benim için yeterli oluyor.Zaten kendime yıllık okuma hedefi de belirlemedim ne kadar kısmet olursa o kadar okuyacağım.Yarım bıraktığım uzun zamandır bekleyen dizilerim var ve vicdan azabı duymadan saatlerce izlemek istiyorum.Ya da saatlerce oyun oynamak.Nedense insanın blogu olunca kendini serbest bırakamıyor sanki yapması gereken bir görevi varmış gibi.Toplumsal baskıdan sosyal medyadaki kitap okuma yarışından oluyor sanırım bunlar.Kitapları okumak değil de kitapları kullanarak popüler olma gibi tuhaf bir durum var sanki.

Ben aslında bloga izlediğim bir kaç filmden bahsetmek için girmiştim hatta konu başlığına bile yazmıştım ama sonra kendimi bunları yazarken buldum.Rahat bir iki saattir yazıyorumdur yazdım sildim yazdım sildim düşüncelerimi bir türlü toparlayamadım.Yazmayım dedim sonra yazarken rahatladığımı fark ettim tekrar yazdım.Kasmayalım bence kendimizi rahat bırakalım biraz.Kendimi biraz rahat bırakmak adına bu yazıyı yazmak iyi geldi.

3 Şubat 2018 Cumartesi

Kirli Oyun - Sandra Brown

Türü: Polisiye ,Gerilim
Sayfa Sayısı: 496

Arka Kapak Yazısı: Cowboys takımının gözde oyuncusu Griff Burkett, beş yıllık mahkûmiyetten sonra tahliye olur. Ama şike yaptığı için eski yaşamına veda etmek zorunda kalır. SunSouth Havayolları’nın sahibi Foster Speakman ve karısı Laura, herkesin gıptayla baktığı bir çifttir. Ne var ki, göz kamaştırıcı yaşamları günün birinde bir trafik kazasıyla sona erer. Kaza sonu-cu kötürüm kalan Foster Speakman’in zaten saplantılı olan yaşam tarzı daha da içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu arada Speakman, saplantılarına bir yenisini ekler ve Griff Burkett’i ahlaksız planlarına alet eder.
Foster bu arada bir konuyu gözden kaçırmıştır: Burkett ve Laura arasında ihtiraslı bir aşk filizlenmiştir.
Ne var ki zalim polis dedektifi Stanley Rodarte, ters tepen planları yüzünden canından olan Speakman’in katili olarak Griff’i suçlar.
Genç adam artık yalnızca kendi yaşamını değil, Laura’yı da Rodarte’tan korumak zorundadır.
Genç adam hayatının maçını oynar. Bu oyunda, hakem düdüğünü çaldığında taraflardan biri ölecektir...

Yorumum: Ünlü futbol oyuncu şike yaparken yakalanır ve beş yıl hapis cezasına mahkum edilir.Ceza evinden çıktığında ise beş parasız ve itibarsızdır.Ama karşısına çok büyük paralar kazanacağı bir iş teklifi çıkar ama bu teklif normal bir iş teklifine benzemez.

Kitabın konusu böyle olaylar bu iş teklifinden sonra başlıyor aslında başlamıyor başlayacak gibi oluyor.Kitap 300lü sayfalara kadar durağan ilerledi.Bu birazda karakterlerin geçmişlerinden kesitler okuduğumuz için oldu ana olaya girmek zaman aldı birde yazar pat diye girmemiş biraz normal akışında gitmesini tercih etmiş iyi de yapmış aslında ama biz sabırsız okuyucu hadi ama biraz hareketlensin olaylar karışsın modunda olduğumuzdan durağan gelebiliyor.Kitabın sonuna doğru işler karışıyor polisiye kısmı daha çok devreye giriyor.

Sandra Brown'dan okuduğum ilk kitap diyebilirim.Diğer polisiyelerini de denemek isterim tabi bir yerlerde basımı denk gelirse.

Puanım 3/5

1 Şubat 2018 Perşembe

Mim: Sinema Ve Ben


Sevgili Öneri Makinesi güzel bir mim başlatmış.Üstüne beni de etiketlemiş.Sonra Kağıttan Dünyam,Sade ve Derin ,İzeltolu 'da etiketlemiş hepsine buradan teşekkür ediyorum.Onların yazılarına ulaşmak için isimlerine tık tık.

1.Sinemada izlediğin ilk film?

İlkokul zamanında öğretmenimiz bizi hep Kurtuluş Savaşı filmlerine götürürdü bu soruyla direk o aklıma geldi.Ama bu sayılmazsa ilk lise zamanı arkadaşlarla korku filmine gitmiştik.Ne akla hizmetse hiç sevmem.Şeytan Çarpmasıydı sanırım filmin adı da.

2.Film En Güzel ....'de/da izlenir?

Sinemada da izlenir evde de çok güzel izlenir fark etmez.Zaten şimdilerde de evdeki televizyonların da sinemadan geri kalır yanı yok.

3. Film izlerken olmazsa olmazın var mı? Varsa neler?

Patlamış mısırı çok severim olursa hayır demem.Cips de güzel gidiyor sade Ruffles yanına da yoğurtlu dip sos yaptık mı oh mis.İçecek de olabilir yeme içmeyi seven biri olduğumdan her şey olabilir çikolata bisküvi.

a. Tek başına mı kalabalık mı?

İkisi de olur hiç fark etmez.

b. Mısır mı cips mi?

Cevap bir tık üstte desem.

c. İki boyutlu mu üç boyutlu mu?

Neden 3d dışında alternatif olarak 2d de sunulmuyo?Hele benim gibi gözlüklüler için 3d sıkıntı üst üstte gözlük takınca kendimi kaynakçı ustası gibi hissediyorum hem renkleri de koyu soluk bir hale getiriyor,göze de zararlı vs.Modası geçti hadi 2d'ye geri dönelim.Sırf Thor'un son filmini 3d olunca sinemada izleyemedim.

d. AVM sineması mı sokak sineması mı?

Ah keşke sokak sineması olsa da gitsek ama yok ki kaldık Avm sinemalarına.

e. Filmden önce filmin fragmanını izlemek mi, yorumlarını okumak mı?

Hmm şöyle fragmanı izlerim yorumları da okurum ama konuyu anlatan yorumlamaları sevmiyorum.Güzel izleyin ,beğenmedim kötü olmuş  ya da şu şu filmi sevenler izlesin bu tip yorumları tercih ediyorum.Çünkü zaman zaman konuyu tamamen okumam filmdeki oyuncuya yönetmene göre izlediğim olur.Filmi kendim keşfetmeyi sevdiğimden olsa gerek.

Bu mimi yapmayan kaldı mı bilmiyorum o yüzden yapmayan kim varsa bu mime davetlidir.