31 Ekim 2019 Perşembe

Cadılar Bayramına Film Önerileri




Uzun zamandır film paylaşımı yapmıyordum Cadılar Bayramı bahanesiyle aklıma bir kaç film geldi sizlerle paylaşmak istedim.Korku filmi izlemeyi sevmeyen biriyim benimkiler daha çok biraz gotik biraz gerilim olabilir.

  

Johnny Depp çok severim izlemediğim az filmi kalmıştır.İlk aklıma onun filmleri geldi.İlk üçü gerilim tarzı diyebilirim.Sweeney Todd: Fleet Sokağı'nın Şeytani Berberi kendi halinde berber olan  bir adamın bir gün hayatı bambaşka bir şekilde de değişir artık o sadece berber değildir aynı zamanda acımasız bir cellattır.Böyle anlatınca korkunç bir film gibi gelebilir ama öyle değil kasvetli havası ile tam da cadılar bayramına uygun film olduğunu söylebilirim.

Bir diğer kasvetli film ise Sleepy Hollow Hayalet Sürücü.Ichabod,bir gün yaşanan kanlı cinayet vakaları silsilesini çözmek ve sonlandırmak üzere Sleepy Hollow isimli bir kasabaya gönderilir.Kasaba halkı bu cinayetleri bir hayaletin işlediğine inanmaktadır.Film boyunca filmin havası kasvetli ve kapalıdır.

Cehennemden Gelen ünlü katil Karındeşen Jack'den uyarlama bir filmdir.İzleyeli uzun zaman oldu ama gerilim ve bu güne uygun bir film olduğunu söyleyebilirim.


İki tane de  böyle eğlenceli filmler seçmek istedim Ruhların Kaçışı pek eğlenceli olmayabilir ama güzel filmdi.Diğeri de Otel Transylvania.


Herkese mutlu cadılar bayramı dilerim :)

19 Ekim 2019 Cumartesi

Neler Yapıyorum #3


Bu ay kitaplardan yüzüm gülmedi.Canım son zamanlarda vampirli fantastik şeyler okumak istiyor.Kitaplığımda da o tür kitap olmadığından merkez kütüphaneye baktım bulamadım pdf okuyum bari dedim Güneyli Vampirler serisini merak ediyordum ona başlayım dedim.True Blood dizisinin kitap serisi dizisini izlemedim denedim ama Sookie karakterini oynayan oyuncudan dolayı bıraktım.

Neyse pdf buldum ama kitabın sayfaları çekilmiş vaziyette neyse okuyum dedim 50 ye anca geldim okumak zor oldu bir de okuyasım gelmedi.Belki elimde kitap halinde olsaydı bitirdim.Başka kitaba geçeyim dedim Anne Rice Vampirle Görüşme kitabını indirdim okuyorum dedim acaba kütüphanede var mıdır merkezde yoktu Üniversite kütüphanesinde buldum kardeşime aldırdım.Şimdilerde onu okuyorum.Kitapla ilgili bir kaç sorun var kitap akıcı değil evet ama bir o kadar da merak uyandırıcı.Kitap elinizde akmıyor ama kötü de değil yani değişik bir durum.Haftaya bitiririm sanırım filmi de varmış üstüne izlemeyi düşünüyorum.

İzlemek demişken yeni bir şeyler izlemiyorum kalan dizilerime devam ediyorum.Eşkıya yeni sezona başladı çok sevdiğim bir dizidir ama bu sezon pek umutlu değilim yapımcısı değişti ve bu durum diziye olumsuz şekilde yansımış sanki.

Aynı şekilde Kuzgun dizisi bir dizi nasıl çöker onu gördük ilk sezonu bomba gibi olan dizi bu sezon fos çıktı ve gördüğüm kadarıyla final yapmış ilk bölümden sonrasını izlemedim.Halbuki Onur Saylak diziye dahil olmuştu resmen oyuncunun son zamanlardaki bahtsızlığı hangi dizide oynasa final yapıyor.

Ve son zamanlarda izlediğim korkunç belgesel.Ünlü seri katil Ted Bundy belgeseli Netflix tarafından yapılmış 4 bölümlük bir belgesel.Daha ayrıntılı olmasını beklerdim bu belgeselin geçmişi çocukluğu idamdan önceki son sözleri son kayıtları kısacık bir bölüm olarak var halbuki internette var.Bile bile tamamının eklenmemiş olduğunu düşünüyorum bunun da.

İdam edilmeyi hak etmiş bir katil zeki de bir katil son anına kadar suçlamaları kabul etmeyen tesadüfler eseri yakalanan biri.Özellikle hapishaneden kaçış şekilleri bile ne denli zeki kurnaz olduğunu kanıtlar cinsten.

İdam kararı çıkmıştır ve 10 yıl boyunca temyize uğraşmıştır olmamıştır engelleyememiştir.Bu süre zarfında da suçunu itiraf etmemiştir son ana kadar da etmeyecektir.İdam gününden bir gün önce acaba ertelenir mi diye itiraf eder ama yine de istediğini başaramaz.Egoist,narsist biridir medyanın ilgisi onu mutlu eder.İdam edileceğini hiç düşünmediğine eminim hep bir şekilde kurtulurum düşüncesi vardı ama olmadı.Bazı katiller ölümden korkmaz ama o korkuyordu ben bunu hissettim kayıtlarda gerçekten korkuyordu.

Empati yeteneğinden yoksundur ve bu sepele de ben kendisinin hasta olduğunu düşünüyorum.Belgeselin ilk başında iki gazeteci ona sorular soruyor ama hiç bir zaman kabul etmiyor suçunu ama sonra başka bir şekilde soru soruyor işte bu sefer Ted Bundy bazı şeyleri anlatmaya başlıyor buradan ve bazı davranışlarından dolayı hasta olduğunu düşünüyorum.Belki bir bipolar bozukluk şizofren belki de sadece intikam duygusu.Öldürdüğü kadınların birbirine benzemesi onu terk eden sevgilisine benzediğinin düşünülmesi.Ona takıntısı ve geçmişinde iyi bir çocukluk geçirdiğini söylüyor ama araştırınca öyle olmadığı görülüyor.Belki de gerçekten öldürmekten zevk alan zeki bir katildi.Keşke yakılmadan önce beyni incelenseydi.Bu belgeseli izleyeceklere ufak bir uyarı gece izlemeyin yoksa uyumakta zorlanabilirsiniz.

İdam kararını ilan eden yargıçın dediği gibi;

"Kendine iyi bak genç adam.
Ve bunu içten söylüyorum.
Kendine iyi bak.
Bence bu mahkemenin, benim de şahit olduğum bir insanın ziyanını görmesi bir trajedi.
Parlak bir genç adamsın.Senden iyi bir avukat olurdu.
Seni mesleğinin başında görmeyi çok isterdim ama sen başka yolu seçtin.
Kendine iyi bak."

Ve bu yargıç iki yıl sonra kalp krizinden ölmüştür hayat ne garip değil mi ?

Yine belgeselin sonundaki şu sözler;
"Gerçek Ted'i tanıyan var mıydı? Ted Bundy efsanesindeki gibi sadece şeytani, zeki biri miydi?
Yoksa yanlış bir şeyler mi vardı? Aklı tamamen başında değil miydi?
Hayatında iyi şeyler yapabilirdi.Ama yapmadı.Bu yolu seçti.
Hayatımda ona biraz olsun yaklaşan herhangi birini görmedim.
Yanlış olan, karışık olan çok fazla şey vardı.O, emniyet düğmesi kapalı olarak doğmuştu."

Genelde izlediğim diziler hakkında bu denli uzun konuşacaksam ayrı bir başlık ayrı bir post şeklinde yazarım peki ben bu belgeseli neden bu şekilde yayınladım.Neler yapıyorum postu altında.

Ben de takıntılı bir insanım korkmayın insanlara karşı değil benimki,daha çok araştırma,olay ve düşünce takıntısı evet günlerce hatta bazen haftalarca bir şeye takıldıysam onu araştırır okurum hakkında olan şeyleri izlerim ve bu benim ruh halimi etkileyen bir şey.Burada yazdığım yazı da da bir katili konu alıyor blogumda resimlerde ve başlıklarda gördükçe bu durumun ben de tetiklenmesini istemediğimden böyle bir kaçak yayın gibi oldu.Dinlediğim bir kaç şarkı da vardı onları da yazıcaktım da ee yeter artık değil mi? :) Onlarda başka sefere artık.Eğer ki yazımı buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim güzel bir hafta sonu dilerim.

11 Ekim 2019 Cuma

Nadir Kitap Alışverişi

Bir Nadir kitap alışverişi ile karşınızdayım.Aradığım kitapları fiyat ve kondisyon açısından iyi bulduğum zaman tercih ediyorum nadir kitap sitesini.Benim için tek sıkıntısı istediğim kitapları tek bir sahafta bulabilmek genelde bir tanesi başka sahafta bir tanesi bir diğerinde oluyor ama bu sefer iyi denk getirdim tesadüf eseri.

Blogumu takip edenler son zamanlarda historical topladığımı bilirler.Ben de bir bakıyım neler var diye siteye girdim bir tane sahaf buldum hem fiyatları uygun hem kondisyon olarak iyi gözüküyorlar bir de istediğim bir çok kitap bu sahafta var daha ne olsun.Hadi dedim bir sepete atıyım ne kadar tutacak 40 tl üstü kargo bedavaydı benim sepet 52 tl tuttu.Nadir kitapta genelde tek kitap da 6 tl on kitap da 6 tl kargo ücreti.Ptt kargo ile çalışan sahaf sayısı az genelde Aras,Yurtiçi kargo var.Bir yönden de iyi fiyat politikası tek kitaba belki fazla ama on kitap aldıysan iyi bir şey.

Gelelim benim aldıklarıma işte yeni bebeklerim.


Kitapların kondisyonu çok iyi sadece Aşk Kapıyı Çalınca'nın altı biraz kirli o kadar.O yazarı da hep duyardım ama okumamıştım ucuz bulunca attım sepete.Normalde ikinci el kitap alırken sahaf yerine insanlardan almayı tercih ederim böyle diyince de yanlış oldu :) Kondisyon olarak daha iyi oluyorlar ondan.Ama bu alışverişten genel olarak memnun kaldım.

Kitapları aldığım sahafın adı Kayayayıncılık.Kargo paketleme de çok iyiydi,kitaplara ulaşmam biraz zaman aldı diyebilirim.Son zamanlarda aldıklarım böyle herkese kitaplı günler dilerim.

9 Ekim 2019 Çarşamba

Ada - Lynne Matson (Nil Serisi #1)

 Ada 
Nil Serisi #1
Sayfa Sayısı:440
Fantastik, Macera

Arka Kapak Yazısı:“Tamam, İşte durum şu. Buraya ergenlik yıllarındayken, on üç on dokuz yaş arası bir yerde geliyorsun. Bir yılın var. Ya bir kapı yakalarsın ya da...” Durdu, safir gözleri alevler içindeydi, kendisi tutuşacak zannettim. “Ya da?” diye bastırdım. “Ölürsün.” Gizemli Nil Adası’nda kurallar belliydi. Bir yılınız vardı. Kaçmak ya da hayatta kalmak için tam 365 gün. On yedi yaşındaki Charley kuralları bilmiyordu. Hatta nerede olduğundan bile haberi yoktu. Hatırladığı son şey sıcak hava ve kendinden geçtiğiydi. Uyandığındaysa kayalık bir arazide çırılçıplaktı. Kaybolmuş ve yalnız hisseden Charley, adada uzun süre hiçbir insana rastlamamıştı, ta ki gençlerin lideri Thad ile karşılaşana kadar. Artık, adadan kaçmanın ne kadar zor olduğunu öğrenmişti… ve tabii bir de âşık olmanın. Thad’in zamanı doluyordu ve Charley, geleceklerini kurtarabilmek için önce Thad’i kurtarması gerektiğini fark etmişti. Ancak tehlikelerle dolu bu adada en büyük tehdit zamandı! “Ada’yı bitirdiğimde tırnaklarım yenmiş, sinirlerim gerilmişti ve kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Nefesinizi kesecek kadar heyecan verici.” —Kasie West, Dönüm Noktası romanının yazarı “Elinizden bırakamayacağınız, sayfaları ardı ardına çevireceğiniz bir hikâye!” —Mary E. Pearson, Hayata Uyanmak romanının yazarı “Gerilim dolu, güçlü bir çıkış romanı. Ada’nın sinematografik anlatımı ve tehlikelerle dolu doğası, Lost dizisi hayranlarına yepyeni bir bölüm gibi gelecek.” —Publishers Weekly “On numara!” —VOYA (Starred Review) “Etkileyici! Ada’nın son derece ilginç ve iyi inşa edilmiş yapısı, karmaşayı ve trajediyi bir arada sunuyor.” —School Library Journal

Yorumum: Kitap arka kapak yazılarını okumama gibi bir huyum var sadece ucuza kitap alırken acaba nasıl bir konusu var alsam mı diye okurum.Bu kitabı da kütüphanede görünce atladım merakla sadece distopya olduğunu biliyordum Lost dizisi gibi olacağını tahmin ediyordum.İlk başlarda da öyle gibi geldi sonra birden türüne aykırı olarak fazlaca romantik olmaya başladı kitap bu durum beni sıktı kitabı biraz yarım bıraktım bir kaç gün sonra tekrar şans verdim ve o kısımlar geride kaldı daha heyacanlı biraz daha distopik olmaya başladı.


Kısaca kitabın konusundan bahsedecek olursam bilinmeyen bir sebeple gençlerin birden Nil adasına düşmeleri ve burada hayatta kalmaya buradan kurtulmaya çalışmalarını konu alıyor.Ve kurtulmak için süreleri kısıtlı tam 365 gün süreleri var.Ve sadece ergen dediğimiz gençler bu adaya düşüyor yine bir distopya yine en büyüğü 17 yaşında yazarlar bu gençlerden ne istiyorlar.Çoğu zaman bu yaşlardaki distopik eserlerden ve karakterlerin yaşlarına göre fazlaca olgun davranmalarından şikayetçi olurum ama bu kitapta göze batan olgunluklar yerine yaşının verdiği gibi davranışlar vardı.

Kitabın sonu açık bitti yani neden nasıl kavramları açıklanmadı ve bir kaç yerde okuduğuma göre seri kitapları birbirinden bağımsızmış devam kitapları değilmiş.Okuyan arkadaşlar yorum bırakırsa sevinirim.Hatta devam kitaplarından önce Ada Günlük diye bir kitap gördüm serinin 0.5.kitabı diye geçiyor önce onu okumayı düşünüyorum.

Kitabı genel olarak beğendim,sadece yazar başlarda bu kadar romantik olmasaydı dedim.

Puanım 4/5 

2 Ekim 2019 Çarşamba

Yerdeniz Büyücüsü - Ursula K. Le Guin

Yerdeniz Büyücüsü 
Yerdeniz Serisi #1
Sayfa Sayısı:192
Fantastik 

Arka Kapak Yazısı: "Sanırım Yerdeniz Büyücüsü'nün en çocuksu yanı, konusu: Büyümek.
Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuzbir yaşımda tamamladım-ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek."

Yorumum:Biz okuyucuların en büyük sorunu bir kitabı ne kadar çok merak edersek kendimizi de o kadar beklentiye sokuyoruz.Bu kitapta da ben öyle oldum.Bir çok fantastik edebiyata büyücü  türüne  öncü bu seriyi çok merak ediyordum.Büyük bir beklenti içine girmiştim.Daha önce Ursula'dan Yaban Kızlar'ı okuyup beğenmemiştim ama bu kitabından çok daha umutluydum.Başta her şey çok güzeldi yaratılan dünya baş karakter işleyiş ama bir süre sonra kitap tekrara girdi kitapta merakla çevirdiğim sayfalar olmadı ortalara doğru biraz bir şeyler oldu tamam açılıyor kitap dedim çok kısa sürdü yine bir şey olmadı.Kitabı çok yavaş okudum ağır ağır ben de akmadı kitap.Bir de bölük börçüktü sanki Ged'in büyücü okula gitmesini okuyoruz ama dersleri yok bir bakmışsınız büyücü olmuş okuldan ayrılıyor bir oraya gidiyor sonra tekrar başka yere olaylar arası bağlantı bana göre zayıftı.

Kitapta sevmediğim okumamı yavaşlatan diğer şey ise diyalog kıtlığı kitabın yüzde sekseni betimlemelerden oluşuyor hal böyle olunca da sürekli betimleme okumak beni yordu.Serinin ilk kitabı olduğu için de böyle olabilir umarım devam kitaplarında bolca konuşma vardır.Yine de belki bir gün denk gelirsem seriye devam ederim.

Ben bu eleştirileri yazılan yıla göre değil şimdiki zamanda okuduklarıma göre yorumluyorum.Ama zamanına göre böyle bir fantastik eser yazılmış olması büyük bir başarı.

Puanım 3/5
"Ged o geceyi düşündüğünde, böyle ruhu kaybolmuş halde yatarken, kimse kendisine dokunmamış olsa, kimse onu şöyle veya böyle geri çağırmamış olsa, ruhunun sonsuza kadar kaybolabileceğini fark etti. Onu geri çağıran sadece, canı yanmış dostunu rahatlatmak için yalayan hayvanın, içgüdüsel dilsiz bilgeliğiydi. Yine de o bilgelikte, Ged kendi gücüne yakın bir şeyler buldu,büyücülük kadar derin olan bir şeyler. O andan itibaren, bilge kişinin, kendisini, konuşabilseler de konuşamasalar da, yaşayan diğer varlıklardan ayırmayan kişi olduğuna inandı. Daha sonraki yıllarda da, hayvanların gözlerinden, kuşların uçuşlarından, ağaçların ağır ve ulu hareketlerinden;konuşamayan bu varlıklardan öğrenebileceğişeyleri öğrenmek için çok çalıştı."