31 Mart 2018 Cumartesi

Ay Işığı Sokağı - Stefan Zweig

Türü:Hikaye
Sayfa Sayısı:80

Arka Kapak Yazısı: Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel.
Zweig bu öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor…

Franz Kafka'yı kasvetli bilirdim Stefan da öyle çıktı gibi.Modern klasiklere bomba gibi giren bir yazar Stefan Zweig bir çok kitabı olması ve karakter tahlilleriyle ünlü kendisi.Savaş dönemleri yazmasında da bana kalırsa biraz kasvetli bir yazar ya da bu kitabındaki hikayeleri öyleydi.Adı çok güzel kitabın ve içinde de beş tane hikaye var.İçlerinden en çok kitaba ismini veren hikayeyi ve Nişan adlı hikayeyi beğendim.Geçen hafta filan okumuştum bu kitabı ama aklımda kalanlar onlar diğerlerini pek hatırlamıyorum aferin bana :) 

Evet kendisi iyi bir yazar ama bazen iyi yazarlarda tökezleyebilir Zweig da bu eserinde tökezlemiş biraz.Bence en son bu kitabı okunabilir diye düşünüyorum.Ya da her gün farklı bir hikaye okunabilir üst üstte iç karartmak istemezsiniz.

Puanım 3/5

9 Mart 2018 Cuma

İntikam Ateşi - Karen Marie Moning (Ateş Serisi #3)

Ateş Serisi #3
Türü:Fantastik 
Sayfa Sayısı: 413

Arka Kapak Yazısı: Tehlikenin farkında mısınız? 
ONLAR her yerdeler!

MacKayla Lane, kız kardeşi Alina’nın intikamını almak için Dublin’in tehlikeli sokaklarında canı pahasına mücadele ediyor.Dokunan herkesin korkunç şeyler yaptığı bir kitabın peşinde, Kelt efsanelerine konu olan yaratıklarla savaşıyor, değişiyor ve yetişkin bir kadına dönüşüyor.Etrafındaki kimseye güvenmiyor. Ne dizlerinin bağını çözen Fae Prensi Vlane’e, ne henüz ne olduğunu çözemediği Barrons’a, ne de kendisi gibi sidhe-kâhini kızları yöneten Rowena’ya. Sadece intikamı, yitirdikleri ve dünyanın kaderi için savaşıyor. Ve oldukça da sağlam dövüşüyor.

Yorumum: Koskaca Şubat ayı bu kitapla geçti.Kalın da değil halbuki ama ben az az okudum okumak istemedim bu kitabı değil genel olarak kitap okumak istemedim.Neyse bundan bahsetmeyelim diğer yazımda yazmıştım bunları.Kitaba dönecek olursa ilk iki kitaba göre biraz daha bilgi sahibi olduğumuz bir kitaptı.Ama malesef ki ne yazık ki bu bilgiler Barrons hakkında değil.Barrons gizemli kalmaya devam ediyor.

Bu kitapta Barrons çok nadir olarak vardı gözlerim hep onu aradı okumayı sevdiğim bir karakter özellikle Mac ile Barrons'un atışmalarını zıtlıklarını okumak keyifli oluyordu.Vlane daha çok vardı bu sefer onun ve kraliçe hakkında az çok bir şey öğrenebildik.Asıl bomba kitabın sonundaydı ve yazar tüm kitap boyunca bunu beklemiş gibi yavaş yavaş sanki ağır çekimde gibi anlattı olanları ve o son son cümle kaç sayfa bu ya filan diye bakarken dikkatli olun derim çok can alıcı bir cümle.Barrons bu kitapta daha az olduğundan bir puan kırıyorum beş puan veresim gelmedi.

Puanım 4/5