24 Ağustos 2018 Cuma

Arrow | Dizi Yorumu



My names is Oliver Queen.After five years on a hellish island... diye başlayan muhteşem replik.Yabancı dizilere çok sardığım dönem altı sene önce güncel başlamıştım bu diziye.Zengin bir ailenin çocuğu olan Oliver Queen yatıyla çıktığı geziden sonra denizde kaybolur ve öldüğü düşünülür.Fakat beş yıl sonra tamamen değişmiş biri olarak evine döner.Tek bir amacı vardır; başına başlığını takıp şehrindeki kötülerin ve yozlaşmışların sonunu getirmek...Ve kimse beş yıl boyunca ne yaptığını neler olduğunu bilmemektedir.Sezonlar boyunca da tam net olarak dile getirilmez.Ara ara flashbackler ile öğreniyoruz neler olduğunu.


Peki ben bu diziyi neden bu kadar çok seviyorum sezon araları bazı bölümler sıkıcı benzer olsa da Felicity Smoak karakterine hayranım,teknolojik aletlerle yaptığı şeylere,bilgisayar dahisi olmasına ve Oliver Queen ile aşklarına.Diğer diziler gibi değil aşkları daha güzel daha gerçekçi en sevdiğim çift diyebilirim.Sevdiğim başka karakterler de var ama onları söylemek istemiyorum spoiler olabilir.Dizilerin de mantığı bu değil mi zaten karakteri sever alışırız onlar için izlemeye devam ederiz.

Dizi fantastik değil ama ilerleyen sezonlarda fantastik ögeler durumlarla karşılaşmak mümkün.Çizgi roman ve süper kahraman dizisi olduğundan bu tip şeylerin olması normal sayılır.Ekimde yeni sezon başlayacak ve diğer sezonlardan çok daha farklı bir sezon izleyeceğimizi düşünüyorum fragman da o sinyalleri veriyor zaten.Yeni sezonlarda görüşmek üzere iyi seyirler.

18 Ağustos 2018 Cumartesi

Zaman Makinesi - H.G Wells


Bilim Kurgu Klasikleri 
Türü:Bilim kurgu
Sayfa Sayısı:128

Arka Kapak Yazısı:Wells’in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895’ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantezinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi.

Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla
yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor.

Yorumum:Bu kitaba çok büyük beklentiyle başladım.Ama tam olarak istediğimi bulamadım sıkıldım.Başlangıç çok güzeldi sonra asıl hikaye geçince kitabı durgunluk sardı biraz açılır gibi oldu sonra tekrar duruldu sonra da kitap bitti zaten.Kitapta hareket yok betimlemeler daha ağırlıkta yolculuk ettiği diyarı görmek çok güzel ama bir şeyler eksikti işte.

Ama sorun bende olduğunu düşünmüyorum okuduğum yıl ile alakalı olduğunu düşünüyorum.Kitabın yazıldığı yıla göre çok iyi bir kitap ama günümüzde insan biraz daha aksiyon istiyor.Ben biraz Geleceğe Dönüş filmi gibi sandım öyle çıkmayınca hayal kırıklığına uğramış olabilirim.Yine de yazarın diğer kitaplarını okumak istiyorum hatta onların daha iyi olduklarını okudum bu kitabı olduğu için acemiliğini üzerinden atmıştır diye düşünüyorum.

Puanım 3/5

5 Ağustos 2018 Pazar

Mutlu Ölüm - Nora Roberts (Ölüm Serisi#4)

Ölüm Serisi #4
Türü:Polisiye,Romantik
Sayfa Sayısı:296

Yine yorum yapamadığım kitlendiğim bir kitap yorumuyla geldim.Genel de seri kitapların devamlarını okuduğumda ya da eleştirecek pek bir şey bulamadığımda bu durumda oluyorum.Serinin dördüncü kitabıyla yoluma devam ediyorum bu kitapla beraber karakterleri daha da bir sevdim.Özellikle Roarke başlarda ondan hoşlanmamıştım ama şimdilerde biraz sempati duyuyorum kendisine.Birde Peabody var ki çok tatlı bir insan kendisi.Umarım devam kitaplarında daha fazla okurum kendisini.

Roarke ve Eve aşklarının baharında cicim aylarında olduklarından sanırım birbirlerini her gördüklerinde yapışıyorlardı ve hatta zaman zaman saçma bir şekilde bu durum biraz sıkıcı olsa da kitap genel olarak güzeldi.Bu kitapta suçluyu tahmin ettim kitabın ortalarından sonra davranışlarının altında kirli sırlar olabileceğini bunun altında bir iş var diye düşündüğüm,dediğim kişi çıktı.Yorumlanacak çok bir şey de yok aslında seri romantik polisiye tarzında olduğundan yine de blogumda bulunsun diyerekten yazıyorum bir kaç satır.Belki ileride toplu olarak yorumlarım seriyi bitirebilirsem daha kolay olur öyle.

Puanım 4/5