23 Mayıs 2020 Cumartesi

Aşk Engel Tanımaz - Candace Camp (Çöpçatan Serisi #1)


Kitabın Adı: Aşk Engel Tanımaz 
Seri Adı: Çöpçatan Serisi
Seri Sıralaması: 1/4
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Türü: Historical,Tarihi Aşk
Sayfa Sayısı: 352
Puanım: 4/5

Sanırım kaç yaşına gelirsem geleyim külkedisi hikayesi okumaktan hiç vazgeçmeyeceğim. Başroldeki kızımız genç yaşta babasını kaybetmiştir ve annesi ve kardeşi de olmadığından amcası ile yaşamaya başlamıştır.Yenge çok kötü zalim değildir ama çok da iyi değildir.Constance daha yirmi sekiz yaşında olmasına rağmen evde kaldın diyerek onu kızlarının şaperonu yapar ve hatta giyim kuşam olarak da onların yanında sönük kalmasını sağlar.Ama bir gün işler bir anda değişir devreye popüler leydi Francesca Haughston girer.

Costance ve Francesca bir iddaa sonucu olsa da arkadaş olurlar.Costance baştan aşağı değişir eski yaşam enerjisi tekrar yüzüne yansır.Arada olaylar olur anlaşmazlıklar iftiralar falan filan ama çiftimiz mutlu sona ulaşır.Ama kimle söylemeyeceğim kitabı okurken öğrenirsiniz :) 

Bu yazardan daha önce Söz Dinlemez Kalbim'i okumuş çok beğenmiştim.Seriye aradan dalmıştım bu kitapta Francesca Haughston'ın çöpçatan işine nasıl girdiğini okuyoruz.Çok tatlı da bir kadın kendisini okumak eğlenceliydi.Bu yazarı bir çok kişi pek sevmiyor sadece kadın bakış açısı ile yazdığından dolayı ama ben memnunun ki bir sebepten de memnunum romantik sahne diyebileceğim sahneler üstün körü yazılmış olması.Sanki bu kitapta bir tık daha fazlaydı daha öncekinde azdı okuyalı biraz zaman oluyor tam hatırlayamıyorum.

Başı sonu belli ama hafif eğlenceli bir tarihi aşk romanı yazın iyi gider tavsiye ederim.

14 Mayıs 2020 Perşembe

John Delahunt Bir Cinayetin Hikayesi - Andrew Hughes

Yayınevi: Can Yayınları 
Türü: Kurgu,Gizem
Sayfa Sayısı: 355
Puanım: 4/5

1841 yılında Dublin'de bir hapishane koğuşunda idam edilmeyi bekleyen mahkum gardiyandan kalem ve kağıt ister son günlerini idama adım adım nasıl gittiğinin hikayesini yazarak geçirir.Hikaye koğuşta başlıyor sonra mahkum John Delahunt'un kaleme aldıklarına geçiyoruz.İlk başta güzel bir kitaba benziyor dedim ama ilk 100 sayfasında biraz sıkıldığımı söyleyebilirim hadi biraz daha gir konuya yazar oyalanma diye söylendim.150.sayfaları da geçtikten sonra kitap biraz heyecanlandı hikaye derinleşti.

Hikayeyi katilin ağzından okuyoruz.Bu durum güzeldi ne hissettiğini o anki ruh halini okumak.Katilin düşünceleri o zamanki insanların durumları yoksulluk yaşam şartları karamsar bir roman.

Katilin hayatını okurken o döneme de şahit oluyoruz.Bir çok kişi eski tarihi geçmişi sever ben de severim bir de İrlanda diyince insan merak ediyor ama geçmiş yıllarda paran varsa güzel yoksa o kadar kötü berbat durumdaki.Şimdi de öyle ama yine bazı şeyler değişti,su yok sabun yok doğru dürüst ortak kullanılan lazımlıklar, tuvaletler çöplerin camdan atılması filan ki parfüm de bu sebeple çıkmadı mı kötü kokuları bastırmak için ya da şemsiye.

Kitabı yaz aylarında olan Dr Can yayınları 7tl kampanyasından almıştım.Daha önce duymadığım bir kitaptı arka kapaktaki yazı ilgimi çekmişti.

"Tarihi bir araştırma yaparken tesadüfen bu olayın belgelerini bulan Andrew Hughes,1841'de geçen hikayeyi Dickens'vari bir atmosferde ve gotik edebiyata yaraşır bir dilde aktarmayı ustalıkla başarmış."

Yine kitabın en arkasında son söz kısmında buna değiniliyor John Delahunt gerçek bir mahkum ve yazar onun hakkında bir takım belgelere ulaşıyor ve bunu kurgu şeklinde bizlere sunuyor.Yazarın ilk romanı usta değil ama pek acemice yazılmış bir romanda değil.Kitabın kasvetli havası yaz aylarına belki gitmez ama kışın okunabilir.

10 Mayıs 2020 Pazar

Nisan Ayında İzlediklerim

Nisan ayında film izlemedim televizyonda bir kere Mutlu Aile Defteri denk geldi ona baktım sadece onun dışında dizi izledim daha çok.Sanırım filmlere doydum dizilere yöneldim bir süre de öyle olacak gibi listem çok kabarık çünkü.


Ayın açılışını Firefly dizisiyle yaptım iptal olmuş bir dizi yine de izlemek istedim.Dizinin konusu daha önce asker olan Kaptan Mal büyük savaş sonrası Serenity adını verdiği Firefly uzay gemisini alarak ile galaksiler arası kaçakçılık işine giriyor.Gelecekte geçen bir bilim kurgu ama bu dizinin diğer bir özelliği vahşi batı tarzı bir bilim kurgu.Yeri geliyor üstün gelişmiş silahlarla savaşıyorlar yeri geliyor at üstünde arbalet atıyorlar giyim kuşam tarzları da o şekilde.İptal edilerek biraz yazık olmuş 3 sezon devam etseydi güzel olurdu.Bir sezon 14 bölüm daha sonra da devam filmi çekilmiş Serenity adlı daha onu izlemedim.Açılış müziği şarkısı da çok hoşuma gidiyor.


Silemezsin kalbimden gökleri
Kalmadı kendim gibi hissettiğim başka bir yer
Serenity'yi bulduğumdan beri

Firefly bittikten sonra ne izlesem diye düşünürken Buffy the Vampire Slayer'e başladım.Ben bu diziyi hatırlamıyorum yayınlandığı dönem görmemişim Cnbc-e 'de filan hiç denk gelmedi duymadım da.Daha önceki okulundan vampir avlarken yangın çıkması sonucu atılan Buffy ve annesi yeni bir kasabaya taşınırlar burasının adı cehennem ağzıdır bütün kötümcül olayların hiç eksik olmadığı bir yer.Buffy eski okulundaki gibi atılmamak için çabalarken bir yandan da vampir avlamaya devam eder.Avcı olmaktan hoşlanmayan Buffy arkadaşları ve bu durumu daha kolay kabullenir.Tabi bir de Angel var işleri duyguları karıştıran :) 

Bu dizi de vampirler bir değişik yani şöyle yüzleri kurt adam gibi oluyor dönüştüklerinde bir de şuan için diğer dizilerdeki gibi gün ışığına çıkamıyorlar ileride bu durum değişirse bilemem.Biraz supernatural tarzı bir dizi çeşit çeşit iblisler olaylar oluyor.Başta bu durumu yadırgasam da sevdiğim bir dizi oldu şuan için zaten genelde kolejde geçen dizileri severim eğlenceli olur.

Eskiden televizyondan dizi izlediğimiz zamanlarda Cnbc-e'de saat beş civarı bir dizi yayınlanırdı ben de denk getirdikçe hayran hayran Csı:Ny adlı diziyi izlerdim.Ne zamandır en başından düzenli izlemek vardı.Sonunda başladım.Yine aynı hayranlıkla izliyorum desem yeridir.Karakterleri çok iyi ondan seviyorum biraz da bu diziyi.

Bir de araya hemen bitmesin diye yavaş izlediğim dizi Downton Abbey'i kattım.Senarist bu sezon kalp kırmaz diyordum ama yine yaptı yapacağını.Yine de çok keyifle izlediğim biri dizi çok beğeniyorum.Malikane'de özellikle çalışan kesimlerin sohbetleri olsun davetler olsun ailenin çalışanlara davranışları filan çok güzel dizi.

İzlediğim diziler dışında ayın başında Trt 1 nostalji kuşağı olarak eski dizileri vermeye başladı.Bu dizilerden biri de Ferhunde Hanımlar ve Kızları bu diziyi izlememiştim bundan sonra çekilen Bizim Evin Halleri'ni hatırlıyorum onu izlemiştim.Ramazan önceki kahvaltıda bunu izliyordum ama araya ramazan girince uyku düzeni saatlerim değişti dizi de biraz erkene alındı izleyemedim.Ramazan sonrası internetten izlemeyi düşünüyorum.

Diziler dışında Trt Belgesel kanalını tavsiye ederim bu ay çok güzel yayınlara yer verdi.Yiyeceğin Serüveni (türk yapımı),Donmuş Gezegen,Vahşi Kanada Da Bir Yıl bunlardan bir kaçı.