31 Mayıs 2017 Çarşamba

Haftanın Filmleri #12

             

  • İhtiras Rüzgarları 1994
19.yüzyılın sonları,Albay Ludlow 3 erkek çocuğunu annesiz bir şekilde şehirden uzak bir çiftlikte büyütür.Bir gün en küçük numara nişanlısını koluna takarak gelir bana göre olaylar burada başlar.Bazılarına savaşa gitmek istediğinde başlar.Film her ne kadar baba ve oğulları üzerine odaklanmış olsa da film Tristan üzerinden ilerler.Filmde öyle dram yüklü can alıcı sahneler var ki ağlamamak imkansız.Evet yer yer sinir oldum ama bu filmi beğenmemi engellemedi.Replikler,müzikler ve o rüya gibi çiftlik mükemmeldi.Ve tabi ki Brad Pitt ve Anthony Hopkins'i izlemek çok keyifliydi.

  • Philadelphia 1993
Zamanında tabuları yıkmak üzere yapılmış bir film.Eşcinsel olan yetenekli avukat Tom Hanks bir gün performans düşüklüğü ile işten çıkarılır.Ama bu onu kabul etmez başka bir sebeple işten çıkarıldığını düşünür ve böyle yaptıkları için eski iş yerini dava eder.Bir sürü avukatın kapısını çalar ama reddedilir sebebi de Aids olduğu için.En son avukat Joe Miller'in kapısını çalar ama o da istemez homofobiktir,ön yargıları vardır.Ama yine de bir gün kader onları bir araya getirir.Tom Hanks'in oyunculuğu müthişti gerçekten.Hastalığını o kadar güzel bize yansıttı ki neler hissettiğini etkilenmemek elde değil.

  • Yılan Gözler 1998
Film bir boks müsabakası sırasında savunma bakanının vurulmasıyla on dört bin seyirci zan altında kalır.Rick Santoro deli,rüşvetçi ama işinin ehli bir polis memurudur.Olayı çözmeye çalışır.Film sıradan gibi gözükse de çok güzeldi.Hani romanlarda farklı bakış açılarından kitabı okuruz ya bu film de de öyle farklı bakış açılarından olayı çözüyoruz.Filmin içinde replik olarak yılan gözler geçiyor ama hep yek diye çevirmişler.Yabancılardaki bir nevi deyim sanırım.Adı ile film bağdaşıyor ama yılan gözler olarak değil.Hak ettiği değeri görememiş bir film ama izlemenizi tavsiye ederim ben Nicolas Cage'i izlemekten büyük bir keyif alıyorum benim gibiyseniz seversiniz. 

29 Mayıs 2017 Pazartesi

Seksenler'e Veda


Kalbim kırık,canım sıkkın terk edildim.Cumartesi gecelerimi süsleyen aile komedisi Seksenler dizisi geçen cumartesi final yaparak ekranlara veda etti.Aklıma geldikçe neden ki neden böyle bir şey oldu biraz reytingler düşmüş olabilir ama biz sadık izleyiciye yazık oldu.

80'ler çocuğu değilim 90'lar benim zamanım ama seksenleri de ayrı bir sevdim.Hatta Doksanlar dizisini bu denli keyifli izlemedim.Çınar Altı mahallesi ,pastanesi ,kahvehanesi komşulukları o kadar güzel o kadar samimiydi ki.Ve tabi ki usta oyuncu Rasim Öztekin ve onun Fehmi karakteri dizide ki en sevdiğim karakter.Onun meşhur bir lafı vardır "İcat çıkarmayın " diye evet "İcat çıkarmayın ne vedası " demek istiyorum bende.Senaryo hep kendini tekrar ediyor filan dendi ama etsin aile komedisi sonuçta bence biraz da kendileri yaptılar bazılarını diziden çıkararak.Yine daha yazılacak senaryolar olurdu bakınız Arka Sokaklar seyircisini yalnız bırakmadı.

Kötü huylarımdan biridir dizilere bağlanmak.Böyle bitince de yaslara bürünürüm bir süre canım hiç bir şey yapmak istemez boş boş dururum eski bölümlere,kamere arkalarına bakar bakar iç geçiririm cumartesiden beri böyleyim böğrüme öküz oturmuş durumda utanmasam ağlayacağım yani.Hangi ara bu kadar duygusal olduysam.

Ortada bir dedikodu var dizi yapımcı değişebilir belki devam eder diye keşke inşallah diyorum.Gerçi stüdyo,set bir ay öncesinden çekilip toparlanmış ama işte umut fakirin ekmeğidir.Bence Birol Güven'in aklında yeni bir proje var ondan bunu bitirdi.Çocuklar Duymasın bile sürekli kendi tekrar edip yine de devam etmedi mi bu da ederdi ki Trt yani reyting kaygısı çok olmamalı.Baktım hiç dönüş yok ben ki tekrar bölümlerini bile büyük bir keyifle izleyen ben baştan tekrar izlerim,kabul etmiyor veda da etmiyorum.

26 Mayıs 2017 Cuma

Geçmişten Gelen Mutluluk - Sarah Maclean

Serinin ikinci kitabıyla hemen yoluma devam edeyim dedim ama bu kitap beni çok sinir etti.Böyle olucağını hiç düşünmemiştim yorumlarda hep ne kadar eğlenildiği,serinin en komik en güzel kitabı olduğu yazıyordu.Ben de umutluydum ama hayal kırıklığına uğradım desem yeridir.

Beş kardeşten ya dördüncüsü olana Pippa bir nevi mantık evliliği yapmak üzeredir.Düğününe on dört gün gibi kısa bir süre kalmıştır.Mantık evliliği diyorum çünkü hem ablasının daha önce nişan bozmasından dolayı biraz bu ailenin kızlarına ilginin azalması hem de kendisini başka kimsenin kabul etmeyeceğini düşünmesi.Nişanlısı Castleton'nu sevmiyor ama işte güzel bir evi var,zengin köpekleri seviyor vs diye düşünüyor.Yani kendisinin kadın erkek ilişkilerine dair pek bir bilgisi yok.

Pippa bilimle anatomiyle ilgileniyor ama bu kadar saf kıt akıllı bir kız görmedim yani.Kadın erkek ilişkilerine dair hiç bir bilgim yok diye Düşmüş Melek kumarhanesinin bir üyesi olan kadınlar konusunda adı çıkmış Cross'dan yardım istiyor.Mantığa bir bak neymiş araştırmaymış.Evli olan kardeşlerin var onlara sor hadi soramadım Olivia'ya sor ki o anlatıyor zaten neden hiç tanımadığın bir erkeğe gidiyor da soruyorsun ki.Hadi sorular da masum olsa ya bir şey demeyeceğim ama yani.

Ki kitabın başında hiç bir şey anlamadım Pippa ısrar ediyor bozulmak istiyorum bozdurmak istiyorum diye Cross olmaz evine git diyor ben saf da ne ki bu diyorum kumarda kazandığı jetonları bozdurcak herhalde.Meğer başka şeymiş.Tamam küçükken eteğini kaldırıp bacak kemiklerini sayarken sevimli olabilirsin Pippa ama bu kadar da saf salak bir kız olamazsın yani ki birde okuyan ilgilenen bir kız.Çok sinir oldum kendisine Olivia'yı okusaydım daha büyük keyif alırdım.Yazar birde sanki konudan konuya atlıyordu birileri sohbet ederken olaya bir anda fransız kalıyordum.Sonlara doğru iyice sıkılıp atlaya atlaya okudum zaten.Bu karakteri sevimli eğlenceli bulabilirler ama ben kendisine ayar olmaktan öteye gidemedim.

Puanım 2/5

19 Mayıs 2017 Cuma

İntikam Ateşi - Sarah Maclean

Toprakların kaderi, bir gün yeniden gerçek sahiplerinin adımları altında uzanmaktır.
Michael Bourne, topraklarını kumarda kaybedince elinde malikânesi ve unvanından başka hiçbir şeyi kalmaz. Ancak aradan geçen yıllar ona iyi davranır ve kaybettiklerinden daha fazlasını aynı yolla kazanır: kumarla. Elde edemediği tek şey çocukluğunu geçirdiği Falconville topraklarıdır.
Çocukluk günlerinden kalma eski bir kıpırtı, insanın kalbini yeniden attırabilir.
Penelope Marbury’nin evlilik yaşı geçmiştir. Babası onun hayat arkadaşı bulmasını kolaylaştırmak için, sahip olduğu Falconville topraklarını da kızının çeyizine dahil eder. Bu haber kısa sürede yayılır ve birçok erkek gibi Michael’ın da dikkatini çeker. Kendisini, bir vakitler kaybettiği topraklarına götürecek yolu bulduğunu düşünmektedir.

Geçen ay Seninle Bir Gece'yi okumuştum ama tatmin olmamıştım tarihi aşk romanı konusunda.Bu ay da takasla elime geçen Sarah Maclean kitaplarına başladım.Tarihi aşk okurken eğlenceli üslup olmasını daha çok beğeniyorum.Julia Quinn 'in kalemi de öyleydi onun serisi de aklımda mutlaka devamını getireceğim.Bu yazarın kalemi de hoşuma gitti eğlenceli tutkulu  güzeldi.

Bu kitapla hem kafamı dağıttım hem de historical konusunda tatmin oldum.Kitabın içinde mektuplar vardı başta hepsi çok güzeldi eğlenceli ama sonra hüzün girdi aralarına o mektupları okurken yaşıyormuş gibi hissettim özellikle gönderilmemiş olanları.Tarihi aşk romanları sonunu bildiğimiz ama yine de büyük bir keyifle okuduğumuz bir tür hani şeytan tüyü var derler ya öyle bence.

Puanım 5/5

17 Mayıs 2017 Çarşamba

♕☆ Blogumun Birinci Yılı ☆♕


Aslında bugün değil blogumun doğum günü ayın başındaydı tabi ben unuttum.Ama hiç sorun değil benim için blogumun doğum günü Mayıs ayı ne fark eder.Resmen bir yıl geçti ne çabuk geçti hiç böyle olucağını tahmin etmemiştim.Evet ilk açtığımda umutluydum heyecanlıydım ama yazı işini nasıl becereceğimi bilmiyordum.Yazı yazmada fena sayılmam aslında ama kimse okumadığı için daha rahat yazarım ve tabi canım isterse ama burası öyle değil yolu düşen okuyacak.Beceremem öyle uzun uzun da yazama zaten bir paragraf çıkarsa şükür diyordum ki şimdi de çenem zor duruyor.Çenem yazı dilime de ayak uydurdu susmak bilmiyor :) 

Ben burayı seviyorum ve bana ait olduğu için özel bir olarak görüyorum.Allah izin verirse daha uzun yıllar bir şeyler karalamak,yazmak istiyorum.Ki okumaktan ve izlemekten de vazgeçmeyeceğime göre yazacak bir şeyler mutlaka çıkar gibime geliyor.Nice senelere bana :D

16 Mayıs 2017 Salı

Haftanın Filmleri #11

       

Ayın ortasına geldik ben azıcık film izlemişim neden böyle oldu ki dizilerden sanırım diyeceğim ama o kadar çok dizi de izlemedim.Ay sonuna kadar kitap ve filmleri telafi etme niyetindeyim ya bakalım.

  • Donnie Brasco 1997
Türkçeye Köstebek olarak çevirilen film adı gibi.Donnie Brasco takma adıyla mafyaların arasına sızan Johnny Depp ile mafya üyesi olan Al Pacino arasında geçen bir film.Mafyadan daha çok bu ikili arasında geçen ilişkileri de konu alan bir film.Her ne kadar Al Pacino'nun yaşlanmış halini sevmesem de güzel bir filmdi.Johnny'nin gençliği filan.Bu tip filmleri sevenlere ya da oyuncuları sevenlere tavsiye ederim.
  • Solace 2015
Solace tesadüf eseri gezinirken oyuncu listesinde The Walking Dead'in ünlü Negan'ını görmemle ilgimi çeken bir film oldu.Başrollerini Anthony Hopkins ile paylaşıyor.Türü polisiye ama işin içinde biraz mistik ögelerin de bulunduğu bir film.Ve suçlu sonda yakalanmıyor filmin ikinci yarısında olaya dahil oluyor o olayda iyiydi.Ben izlerken keyif aldım tavsiye ederim.Oyuncuları için bile izlenir bence kaliteli oyuncular hepsi.
  • Makinist 2004
Uykusuzluk sorunu çeken Trevor bir fabrikada çalışmaktadır.Uykusuzluk sorunu çektiğinden dolayı işine konsantre olamaz ve ardından başına gelmeyen kalmaz.Sonunu sonuna kadar tahmin etmedim ama tahmin edilebilir bir sonu var ona rağmen güzel bir film.Şimdi düşündüm de bir filme benziyor sonu ama söylemeyeceğim söylersem izleyenler tahmin eder.Christian Bale oyunculuğu çok iyiydi hareketleri ki konuşma tarzı filan tam bu role uygun.Kendisi bu rol için 28 kilo da vermiştir.Yani hepsi gerçek.Uyku sorunuyla başı dertte olan beni etkileyen bir film oldu.Ağır ilerleyen gerilim sevenler için güzel bir tercih.

14 Mayıs 2017 Pazar

Scarlet - Marissa Meyer

DÜNYA YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYAYKEN, KÜLKEDİSİ İle KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ’IN YOLLARI KESİŞECEK…

 Serinin ikinci kitabıyla yoluma devam ederken yine yüzümde bir tebessüm.Yine çok tatlı bir kitaptı.Bu kitapta Cinder'in harici ,çiftçi olan kırmızı başlıklı kız Scarlet olaya dahil oluyor.Üçüncü kitabı düşünemiyorum Cress Rapunzel de gelicek nasıl olucak acaba.Ay ülkesinde ve dünyada o zaman işler tam anlamıyla karışacak demektir.Ben Ay Ülkesini çok merak ediyorum acaba diğer kitaplarında orada geçiyor mu ki yoksa yine mi dünya ki.Aycıları ay ülkesini de okumayı çok isterim.

Tabi kırmızı başlıklı kız varsa birde kötü kurt olmalı bu hikaye de var var Wolf'umuz da var babannemiz de.İkinci kitap ilk kitaba göre daha hareketliydi işler biraz daha kızıştığı için.Bana göre hepsi kıvamındaydı sevmediğim yer yok kitapta.Yeni karakterler Thorne filan çok iyiydi ama favorim hep Iko olucak esprili diliyle.Scarlet Wolf ikilisi de çok iyiydi aralarında diyaloglar filan.


Bence masal kahramanlarını seven onlarla büyüyen özellikle kızlar her yaştan insan zevkle okur bu seriyi.Ki içeriğinde her şey dozunda her yaşa hitap ediyor o yüzden.Kitap çok güzeldi konuşacak pek bir şey yok neticede.
Puanım 5/5

7 Mayıs 2017 Pazar

Dörtlerin İmzası / Sherlock Holmes - Sir Arthur Conan Doyle

Açılış kitabı olan Kızıl Dosya'da çok fazla keyif almama rağmen Sherlock ya okumalıyım diyip devamını getirdiğim bir seri.Bence iyi ki de böyle bir şey yapmışım bu kitaptan daha çok keyif aldım diyebilirim.Kızıl Dosya'nın bir kısmı Watson ve onun geçmişini aldığı için olay çabuk çözümlenmişti ama bu kitapta öyle olmadı adım adım oldu her şey.

Bu kitapta bizler gibi Watson'un da Sherlock Holmes'i ve bazı şeyleri merak edip soru sorması çok iyi oldu bunu nasıl anladın neden yaptı diye o da bizde sanki daha yakından tanımaya başladık Holmes'i.
Birde geçtiğimiz aylarda 221B'nin Sherlock konulu sayısında "Watson Bir Kadındı" başlıklı bir yazı dosyası vardı baya ilgi çekici tesiptler yer alıyordu yazıda.Bende ikinci Sherlock kitabımı Watson acaba erkek mi kadın mı diye ipucları arayarak okudum.Biraz da ondan daha çok keyif almış olabilirim.Evet o araştırma yazısını okuyunca acaba mı ki dedim olabilir mi Watson kadın diye düşünmedim değil ama bu kitapta tam tersi şeylerle karşılaştım.

Bu kitapta net olarak erkek olarak belli ediyor kendini.Acaba yazar kadın karakter yazdı ama bizim erkek olarak düşünmemizi mi istedi ki.Farkında olmadan da bu yazı dosyasında olduğu gibi kadın bir karakter olduğunu belli etti kelimeleriyle ya da davranışlarıyla.Ama şundan eminim bu yazıdan sonra bütün kitaplarında Watson'u inceleyerek okuyacağım her ne kadar gözümde Watson diyince Jude Law canlansa da :) 

Bir kaç tespitte buraya bırakmazsam olmaz.

"Bayan Morstan ve ben beraber duruyorduk,eli elimdeydi.Ne garip ve harika bir şey aşk..." 

Evlerine gelen ve hoş karşılanmayan bir adamın Watson'a tepkisi "Buraya bir beyefendiyi görmeye geliyorum ama siz hayatımda görmediğim iki adam bana bu şekilde davranıyorsunuz!" 

Ve yine bu kitapta bir bayanla nişanlanmaya karar veriyor Watson.

Puanım 5/5

6 Mayıs 2017 Cumartesi

13 Reasons Why | Dizi Yorumu


Dizi bir çoğunun çok beğendiği bazılarının da eh işte diye bulduğu Ölmek İçin On Üç Sebep kitabından uyarlama.Ben kitabına bir ara pdf olarak başladım ama sonra sarmadı sanırım devam etmedim.Konusu kısaca lise öğrencisi olan Hannah'ın intihar etmesi ve arkasında bunun sebeplerinin olduğu kasetler bırakmasını konu alıyor.Kimse neden intihar ettiğini anlamaz halbuki arkasında 13 tane sebep vardır.Dizi salt gençlik draması.

13 Reasons Why'ın uyarlamasında,dizinin yapımcılarından da biri olan Selena Gomez'in parmağı vardır.Kitabı okuyup çok beğenen Selena kanal ve yapımcılarla görüşür en sonunda da mini dizi için onay alır.Aslında ben başrolde de rol alır diye düşünüyordum ama yapımcı olarak kalmayı tercih etti demek ki.


Diziyi görünce çok heyecanlanmıştım dedim evet yeni gençlik dizimi buldum.Ama sanırım çok büyük beklentilerle başladım ki istediğim tadı alamadım.Favori dizilerimden olan Gossip Girl ya da Pretty Little Liars tarzı bir şeyler bekliyordum.Özellikle PLL izlemeye başladığımda meraktan arka arkaya bölümler izliyordum.Bunda pek öyle olmadı sonrası bölümü iple çekmiyorum mesela.İzliyorum evet ,tüm nedenleri merak ediyorum sadece.Yine de hiç yoktan iyidir.Şuan için dört beş bölüm izledim ay sonuna biter sanırım tam düşüncemi paylaşabilirim.İkinci sezon hatta dört sezon olur bu dizi ama nasıl senaryo yaparlar bilmiyorum belki bana ilk sezon yeterli gelebilir diğer sezonlara takılmam izlenecek çok dizi olunca sıra gelirse.

Dizi bazı ülkelerde gençler üstünde kötü etkisi olacağından ya yasaklandı ya da yaş sınırı getirdi.Bence izlesin gençler ve zorbalığın,kaba,saygısız davranmanın karşıdaki insanı nasıl etkilediğini görsünler belki bir ders filan çıkarırlar.

Clay ya ses tonun çok güzel senin gerçekten daha çok konusmalısın ama biraz daha doğal olsan kasıntı yerine seni daha çok seveceğim ve sen Hannah Baker bence Jessica senden güzel filan değil kız itici bir kere sen daha cana yakınsın.

Bir şeyi merak ediyorum Hannah neden okul değiştirmedi de bu zorbalıklara katlandı.Öbür okulunda yaptığı hataları tekrarlamazdı ki sonra eski okulunda olaylar unutulur giderdi çünkü lise insanın saçmalıklar yaptığı zaman dedikodular olur konuşulur bir süre sonra unutulur gider.Ya da ne biliyim tepkini hiç göstermedin sessiz kaldın.Ama o zamanda kurgu olmazdı demi,o kapıyı açmayıp bizi dinleseydi korku filmleri on dakika da biterdi.

Benim gibi böyle gençlik gizem tarzı dizi arayanlar için ideal ama eğer ki PLL izlemediyseniz ilk tavsiyem o olur.Keyifli hafta sonları dilerim.

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Kargalar Meclisi - Leigh Bardugo


İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bir mahkûm. Bahis düşkünü bir keskin nişancı Ayrıcalıklı hayatını geçmişte bırakan bir kaçak Hayalet ismiyle tanınan bir casus Hayatta kalmak için sihir kullanan bir cellat Ve hepsini bir araya getiren kaçış uzmanı bir hırsız. 6 Tehlikeli serseri 1 imkânsiz görev. Bu ekip büyük bir felaketi önleyebilecek tek seçenek, tabii önce birbirlerini yok etmezlerse.
Bugün yegane görevim birikmiş bütün yazılarımı girip taslak olarak kaydetmek sürekli aklımdalar bu sebepten pek çok şeyi yapamıyorum.Hatta bunu ayarlarken Nisan ayında 5 kitap okumuş olduğumu fark ettim yazmamışım deftere ondan unutmuşum yihuu keşke 5 olsa diyordum oldu bile :) Ben bu kitabı okuokudan  9.90 ya da 12.90 gibi bir fiyata almıştım yoksa daha çok beklerdi bu kitap,pegasus gibi fiyatı var.

Kitabımıza gelirsek konu,kurgu işleyiş olarak güzeldi.Bir çok kişi Locke Lamora serisine benzetmiş ben daha o seriyi okumadım ama az çok bildiğim için bende öyle düşünüyorum.Baş karakterin baston kullanması hırsız olması filan.Önce bunu okuduğum için umutluyum bunu beğendiysem onu daha çok beğenirim diye düşünüyorum.

Karakterler hepsini ayrı ayrı sevdim nefret ettiğim karakter yok hepsi çok eğlenceliydi.Nina,Inej,Matthies filan birde kızıl kafa Wylan mı ne vardı onun Jesper ile atışmaları güzel kitaptı.Tek sıkıntısı yaşları yaş ortalaması 15 neredeyse.Baş karakter ismini unuttum iyi mi alkış bana.Hıh Kaz o 17 yaşındaydı ve boyundan büyük işlere kalkışıyor.Ben böyle distopya ya da macera kitaplarında yaşların küçük olmasını beğenmiyorum.Ne zaman böyle olsa ben yaşlarını büyütüyorum üç dört yaş daha iyi oluyor.

Bu kitap Grisha serisinden ayrı bir seri evet yine Grisha dünyası var ama başka kurgu ilkiyle alakası yok sadece başında on on beş sayfa eski Alina karakteri vardı.Onun için bağımsız okunabilir.İlk kitaplar ne kadar kolay hafif okunabilirse bu kitap ayrıntılı,daha iyi kurgulanmış bir kitaptı.Ama kitaptan salt aksiyon beklemeyin çok arada oluyor biraz ağır ilerleyen kitap anlık aksiyonlar var arada.

Puanım 5/5