30 Kasım 2018 Cuma

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Joanne Greenberg

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Türü:Psikoloji
Sayfa Sayısı:288
Metis Yayınları 

Arka Kapak Yazısı:İçine doğduğu dünyanın kurumlarıyla bağdaşmayı öğrenemeyen, iletişimsizliğin karanlığında yaşayan on altı yaşındaki bir genç kızın öyküsü...

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin, resmi tanımıyla akıl hastalığının öyküsü: Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sığınmıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine "düşme"sine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun "kurtarma operasyonu" başlar.

Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bu kitap, "akıl hastalarının gizleri" üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor bizi.

Yorumum:Sırça Fanus kitabını okuduktan sonra bir yerde Sana Gül Bahçesi Vadetmedim kitabının daha güzel olduğunu okumuş merek ederek listeme eklemiştim.Sırça Fanus'u okuyalı iki yıl oluyor o zamandan beri listemde.Kütüphanede karşıma çıkana kadar.

Nasıl anlatsam bu kitap için ne desem bilemiyorum.Kitabın büyük bir kısım akıl ve sinir hastalıkları hastanesinde geçiyor.Deborah da oradaki hastalardan biri.Bir bakıyorsunuz normal bir insan gibi ama içindeki duygu ve düşünceler konuşmaya başlayınca bambaşka bir boyuta geçiyor.Kitabın genel olarak ağır sakin ilerleyen bir havası ama kendine çeken yanları var.Yaşanmış bir hikaye olması anlatım merak ediyorsunuz.288 sayfa kısa gibi duruyor ama sabırla okunması gereken bir kitap.Bende uzun sürede bitirdim.
"Deliliğin ne olduğunu keşfettim,"dedi Deborah ve büyük bir korkuyla deliliğin sınırsızlığını,gücünü ve yarattığı dehşeti hatırlayıp başını salladı."Gerçekten olağanüstü bir şey.Evet kesinlikle olağanüstü bir şey."
Psikoloji,şizofreni konulu okuduğum üçüncü kitap daha önce Veronika Ölmek İstiyor ve Sırça Fanus'u okumuştum ama içinde en çok beğendiğim bu oldu.Bu tip kitap sevenlere tavsiye ederim.

Puanım 5/5

26 Kasım 2018 Pazartesi

Yaban Kızlar - Ursula K. Le Guin

Türü:Öykü
Sayfa Sayısı:100

Arka Kapak Yazısı:Locus, Asimov ve Nebula Ödülü sahibi Yaban Kızlar, ipek ve kılıçla bezeli bir toplumdaki iki esir “toprak çocuğun” adalet arayışlarının şiddet ve aşk yüklü bir sona varan öyküsünü anlatıyor. Öyküyü Ursula K. Le Guin’in şirketsel yayıncılığın ve kapitalizmin temel varsayımlarının maskelerini alaşağı eden denemesi “Okurken Uyanık Kalmak” ve yazarının bilinmeyen yönlerini ortaya koyan bir söyleşi izliyor.

Yorumum:Ursula K. Le Guin uzun zamandır kalemini merak ettiğim bir yazardı.Aklımda Yerdeniz kitabıyla başlangıç yapmak vardı ama kütüphanede Yaban Kızlar kitabıyla karşılaşınca neden olmasın dedim.Başlarken büyük beklenti içindeydim çok sevilen bir yazar olduğundan.Kitaba ilk başladım isimlerden afalladım alışmadım değişik geldi.Hikaye de aynı şekilde bir süre adapte olmakta zorluk çektim.Sonra alıştım ama bu sefer de öykü bitti.Yazarın kalemi biraz farklı geldi bana pek sevemedim.Kitabı bu ay içinde okumuş olmama rağmen şuan aklıma pek bir şey gelmiyor kitapla ilgili.Konu güzel içinde bazı güzel noktalar var işte her yazarın her kitabı güzel olucak diye bir şey yok demek ki.

Kitapta birde söyleşi var ben onu okumayı tercih etmedim öyküyü okudum bıraktım.Bu öyküyü beğenmemiş olsam da yazarın diğer kitaplarını okumak istiyorum.Yaban Kızlar benim gibi bu yazarı ilk kez okuyacaklar için yanlış tercih olduğunu düşünüyorum ben yaptım siz yapmayın.Daha popüler kitaplarından başlamak daha iyi olabilir.

Puanım 2/5

24 Kasım 2018 Cumartesi

Meğer Ne Çok Sevmişim - Lisa Kleypas (The Hathaway #5)

The Hathaway Serisi #5
Türü:Historical,Tarihi Aşk
Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı:368

Arka Kapak Yazısı:Doğa ve hayvanlara düşkünlüğüyle bilinen Beatrix Hathaway’in kendini rahat hissettiği tek yer açık alandır. Daha önce Londra sezonuna katılmasına rağmen, duru bir güzelliğe sahip bu genç kadının karşısına onu heyecanlandıran veya ciddi anlamda ona kur yapan biri çıkmamıştır. Bu yüzden çaresizce kendini aşkı hiç bulamayacağına inandırmıştır.  Ancak Hathaway kardeşlerin en sıra dışı üyesinin sıradan birini hayatına almasının artık zamanı gelmiştir. Kız kurusu sıfatından kurtulmasının tek yolu budur. Çok geçmeden, kader karşısına aradığı kişiyi çıkaracaktır.

Yakışıklı ve cesur Yüzbaşı Christopher Phelan savaştan döner dönmez, Beatrix’in arkadaşı olan, hayat dolu Prudence ile evlenmeyi düşünmektedir. Ancak Pru’ya yazdığı mektuplarında sözünü ettiği gibi savaş meydanında geçen hayat onun ruhunu karartmıştır. Christopher eskisi gibi değildir artık. Pru’nun yaşadığı hayal kırıklığını fark eden Beatrix arkadaşına yardımcı olmaya karar verir. Christopher’a gönderilen mektupları genç kadının adına kendisi yazacaktır. Beatrix ile Christopher arasındaki yakınlaşma kısa bir süre sonra bambaşka bir hal alır; yoğun bir çekim gücü ve tutku baş gösterir… Genç adam eve döner dönmez sevdiği bu kadının karşısına çıkacaktır. Beatrix’in masum oyunu, karşılık bulamayan bir aşk acısıyla —ve inkâr edilemez bir tutkuyla— sonuçlanacaktır.

Yorumum:Kitap kapağıyla tam anlamıyla uyumlu savaşta olan bir erkek ve onun mektup arkadaşı olan Beatrix.Ama tek sorun Christopher'in bundan haberi yoktur o konuştuğu kişiyi başka biri sanmaktadır.Ne zaman ki Christopher savaştan döner  bir şeylerin ters gittiğini düşünür ortalık karışır.Bu arada kitabın kapağındaki mektup da Gençliğe Hitabe yazıyor.Dikkatli bakınca okunuyor birazcık.

Zamanında buldukça historicalları topladım şimdi de özlemini çekmeden fazla ara vermeden okuyorum.Geçen ay bu yazarın O Yaz adlı kitabını okuyup beğenince tercihim yine aynı yazar oldu.Daha yazardan okuduğum ikinci kitap olmasına rağmen kalemini ve tarzını beğendim.Kitabın içinde yetişkin içerikler vardı ama diğer yazarlar gibi kitabı bu sahnelerle boğmamış.Bu da sevmemde büyük bir etken gereksiz sayfa kalabalığı gibi geliyor bana ben genelde atlıyorum buraları.

"Daha iyisini bilemeyecek kadar genç ve idealist,"dedi Christopher.
"Kararını yanlış buluyorum."
"Ben de,"diyerek karşı atak yaptı Leo."Ama malesef kız kardeşlerimin hiçbiri kocalarını benim bulmama izin vermedi."

The Hathaway serininin son kitabı Meğer Ne Çok Sevmişim kardeşlerin en küçüğü Beatrix ve onun aşk hayatını konu alıyor.Tarihi aşk romanlarını karışık okuduğumdan seriyi biraz sondan giriş yaptım ama bence bir fark yok başı sonu belli kitaplar olduğundan.Son kitaptan başlamış olsam da Hathaway kızlarını okumak keyifliydi.Hatta ailenin bir arada olduğu ablaların eniştelerin keyifli atışmaları daha çok olsaydı hiç fena olmazdı.Beğendiğim bir kitap oldu bu türü sevenlere tavsiye ederim.

Puanım 5/5

14 Kasım 2018 Çarşamba

Tuhaf Kütüphane - Haruki Murakami


Arka Kapak Yazısı:Yalnız bir çocuk, gizemli bir kız ve Koyun Adam…  Acaba korkunç yaşlı adamın onları hapsettiği ürkünç kütüphaneden kaçmayı başarabilecekler mi? Haruki Murakami’den büyükler için yazılmış, masal tadında bir öykü…

Yorumum:Şimdi bu kitaba ne desem bilemedim.Kitap zaten kısacık bir şey,yorum yaparken de bir tarafı elimde kalacak gibi hissediyorum.Hikaye çok güzel ama sonunu okuyana kadar,çünkü sonu yok kitabın.Bir anda bitti, bense  nerede bu kitabın devamı ne  oldu şimdi bunlar neden oldu hayal mi gerçek miydi diye düşündüm.İçindeki çizimlerle masalsı anlatımıyla daha uzun olsaydı hikaye çok daha güzel olabilirdi.



Ben bu kitaba kütüphanede rastladım o yüzden okudum yoksa sanmıyorum kısacık bir kitaba otuz lira vermezdim.Onun yerine üstüne az daha koyar Harry Potter çizimli baskılarını alırım.Bence sizde kütüphaneden alıp okuyun hatta kitapçıda bile okunabilir.

Puanım 3/5

9 Kasım 2018 Cuma

A Discovery of Witches | Dizi Yorumu



Bir cadı Diana Bishop güçlerini kullanmayı eğitilmeyi reddeder kendine bir yol çizer.Ama bir gün hayatı kütüphaneden bir kitap istemesiyle alt üst olur.Farkında değildir ki elinde tuttuğu kitap Hayat Kitabı'dır ve bütün türler onun peşindedir.Bu sırada  gizemli Matthew Clairmont ile yolları kesişir.Bu iki kahraman birbirlerinin kollarına mı düşecek, yoksa birbirlerine karşı hayatta kalma mücadelesi mi verecekler?

"Dünya bir zamanlar gizemlerle doluydu,ancak şimdi insanlara ait.Biz, yaratıklar; hepimiz yok olduk..İblisler, vampirler ve cadılar dışında farkedilme korkusuyla..Köşelerde saklandık.Birbirimizden kuşkulandık.Ama,babamın da eskiden dediği gibi her son yeni bir başlangıçtır."

Dizi Deborah Harkness Ruhlar Üçlemesi serisinden uyarlama adını da serinin ilk kitabı olan Cadıların Keşfi'nden alıyor.Ben kitabını okumadım ama baktığım yorumlarda kitapların güzel ama biraz ağır ilerlediğini okumuştum.Dizisi de öyle ağır ilerliyor ve genel olarak Diana ve Matthew üzerinden ilerliyor.Evet onlar başrol ama yan roller de bir o kadar güçlü karakterler hatta başrollerden daha güçlü olduklarını düşünüyorum onları izlemek daha keyifli.Matthew karakterinden hoşlanmıyorum saygısız,fazla egosu var ve bence iki yüzlü bir insan.Diana güçlü bir karakter olarak gösteriliyordu ilk bölümde kendi başına çok iyi yerlere gelmiş ve öyle de biliniyor dizi de ama Matthew'in yanında aciz ona muhtaç havası var bu durumdan hoşlanmadım.Bu yüzden ikilinin romantik diyalogları değil de gizem kısmıyla daha çok ilgileniyorum.

Yan karakterlerden Dominico'nun daha çok sahnesi olsun isterim gizemli bir havası var.Marcus ve Miriam'da öyle hiç değilse araştırma ruhları var merak ediyorlar.

Geçtiğimiz günlerde birinci sezonu bitti dizinin genel yorumunu yapacak olursam biraz açılması kendine gelmesi lazım diziye daha fazla heyecan ve hareketlilik lazım,sezon finalinde onun sinyalini verdi gibi o yüzden ikinci sezondan daha çok umutluyum.Beklentiyi fazla yükseltmeden izlenebilecek bir dizi olduğunu söyleyebilirim.Birde benim gibi kitabını okumayıp neler olduğunu merak edenler de diziyi izlemeyi tercih edebilir.

5 Kasım 2018 Pazartesi

Ekim Ayında Okuduklarım | İzlediklerim

Bu olayı her ay yapamıyorum düzgün bir kitaplığım olmadığından kitapları boş bulduğum yerlere kutulara filan koyduğumdan ay sonu bu iş gözümde büyüyor kitapları bulamıyorum ama bazen de masamda birikiyor fotoğrafını çekip paylaşmak istiyorum bugün de o günlerden biri oldu.Benim için biraz koşturmacalı geçen bir aydı ona rağmen 4 kitap okudum ve bu benim için güzel bir sayı.Gönül ister ki daha hızlı daha fazla okuyayım ama olmuyor.Okuduğum bütün kitapların yorumları tek tek mevcuttur ayrıntılı okumak isterseniz.Okuduklarımdan memnunum bu ay beni hayal kırıklığına uğratan kitap olmadı.



Okuduklarım
  • Köpek Kalbi
  • Bu Bizim Hikayemiz
  • Yeraltından Notlar
  • Bir Alışverişkoliğin İtirafları
İzlediklerim de ise bir süredir dizi izliyordum şimdilerde ise filmlerime geri döndüm diyebilirim.Ay sonunda bu kararı vermemden az film izledim.

İzlediklerim 
  • Repo Men
  • Suyun Sesi
  • Kayıp Aranıyor
  • Üç Kağıtçılar
Filmlerden de Kayıp Aranıyor filmini merak ederek keyifle izledim.Klişe bir senaryo aslında ama çekim tekniği dikkat çekiyor olayları bilgisayar kamerasından görüyoruz ve bir çok olay da bilgisayar üzerinden gerçekleşiyor bir babanın kayıp olan kızını araması onun hayatını araştırmasına tanık oluyoruz.

Bir diğer filmde Üç Kağıtçılar Nicolas Cage'nin devleştiği filmlerden olduğunu düşünüyorum.Bu filmde hem Obsesif-kompulsif hemde dolandırıcı bir karakteri canlandırıyor ve sonu ters köşe filmlerden öyle filmlerden hoşlananlara tavsiye ederim.

Bu arada bir sürü de dizi izliyormuşum farkında değilim sezonun başlamasıyla güncel bölümler bir anda üstüme gelmeye başladılar bunlar bitsin yeni diziye öyle başlarım diyordum ama dayanamadım bir süredir izlediğim iki yeni dizi var onlar da sezon finali yapınca yazmayı düşünüyorum bakalım.Şimdilik bu kadar görüşmek üzere hoşçakalın...

1 Kasım 2018 Perşembe

Düşlerin Ötesinde - Nora Roberts

Türü:Romantik
Sayfa Sayısı:592 Cep Boy
Epsilon Yayınları

Arka Kapak Yazısı:New York Times'ın en çok satan kitaplar listesinin kıdemli kadın yazarı gerilim ve aşk dolu bir hikâyeyle tekrar okuyucuyla buluşuyor.
Yeni bir başlangıç, gerilim ve düşlerin ötesinde bir aşk hikâyesi...
Çalıştığı yerdeki katliamdan kurtulan tek kişi olan Reece Gilmore, o günden bu yana mücadele ettiği kâbuslarından ve korkularından uzaklaşmak arzusuyla yollara düşer. Geçici olarak yerleştiği Angel's Fist Kasabası'ndaki yerel bir restoranda çalışmaya başlar. Bir gün dağda tek başına yürüyüş yaparken bir çiftin tartıştığını görür. Tartışma şiddetli bir kavgaya ve ardından da kadının ölümüyle sonuçlanan bir cinayete dönüşür. Bu vahşete tanık olan tek bir kişi vardır; Reece.
Gerilim kitapları yazan Brody, patikanın biraz aşağısında temiz dağ havasının tadını çıkartmaktadır. Reece koşarak yanına gelip onu olay yerine götürdüğünde çittin çoktan gitmiş olduğunu görürler. Daha sonra gelen polis de, Reece'in saldırıyı gördüğünü iddia ettiği alanda hiçbir ize rastlayamaz.
Reece kasabada yeni olduğu ve geçmişte yaşadıkları kısa bir sürede kulaktan kulağa yayıldığı için, Brody dışında kimse ona inanmaz. Genç kadın kasabada bir katil olduğuna emindir ve bu katil çok geçmeden, olayın peşini bırakması için ona çeşitli oyunlar oynamaya başlayacaktır. Artık Reece'in yapabileceği tek bir şey vardır; Brody'ye güvenmek ve çok geç olmadan katilin kimliğini ortaya çıkarmak.

Yorumum:Nora Roberts'ın farklı farklı kitaplarını okudukça seri kitaplarını daha çok sevdiğimi fark ettim.Seri harici iki tane kitabını okudum ve ikisinde de aynı şeyi hissettiğimi söyleyebilirim.Sanırım seri olarak yazmadığı kitapları çok uzatıyor ya da bana öyle geliyor.Dizi kıvamında yazıyor bizim yerli diziler gibi uzatıyor karakterlerin ilişkilerine daha çok yer veriyor.Mesela iki karakter bir akşamı beraber geçirecekler yemek filan yazar bunu sayfalarca yazıyor ve diğer geçen her akşamı ben bundan hoşlanmıyorum ve sıkılıyorum.Ortada bir cinayet var bununla ilgili daha çok şey okumak istiyorum karakterin arkadaşlıklarını ya da fazlaca iş hayatını değil.

Bundan önce Dolunayda Aşk kitabını okumuştum onda da böyle olmuştum o zaman yazarı üst üstte okuduğumdan sıkıldığımı sanmıştım ama bu kitabı okuyunca seriler harici bağımsız kitaplarını net beğenmediğime karar verdim.Yazarın seveni çok bende bazı kitaplarını beğeniyorum ama bu tip kitapları için karar sizin uzun uzadıya dizi gibi kitapları seviyorsanız size göre ama yok benim gibi düşünüyorsanız boşverin derim.Bazen gaza gelip de basımı olmayan kitapları bulmaya uğraşmamaya hiç gerek yokmuş onu fark ediyorum zaman zaman.

Puanım 2/5