Kurtulan Kızlar - Riley Sager

yabancı yayınları

polisiye gerilim

400 sayfa 

Until Dawn oyununu oynadıktan sonra gerilim dolu bir kitap okumak istedim keza oyun öyleydi korku gerilim doluydu.Konusunu bilmiyordum ama dediğim gibi adıyla oyundan bir şeyler çağrıştırdı oyunda bir grup genç dağ evine giderler ve başlarına bir şeyler gelir klasik korku durumu yani kitabın da öyle olduğunu düşündüm konusunu okuyunca biraz hayal kırıklığına uğradım başta.

On yıl önce Quincy Carpenter beş arkadaşıyla birlikte Çam Ev'e tatile gitmiş ve tek başına dönmüştü; sadece filmlerde görebileceğiniz türden bir katliamdan sağ kurtulan tek kişiydi.

Konusu buydu ben olayları okuyacağımı düşünüyordum ama olaylar sonrasını okuyarak başladık bir geçmiş bir günümüz şeklinde yine olayları öğrendik ama ilk dediğim şekilde olsa daha güzel olurdu sanki.Kitap gerilimi yüksek şekilde başladı bazen yavaşladı hatta bazı şeyleri tahmin eder oldum ama yazar sonlara doğru gerilimi yükseltti ve kitabı elimden bırakmak istemedim olayları bir an öğrenmek istedim ve bam yazar şaşırttı beklemediğim yerden vurdu.

Bir puan kırdım o da kitaptaki Sam karakterinden pek hoşlanmadığımdan ve başta dediğim gibi olaylar ilerlemediğinden.Gerilim okumayı sevenlere tavsiye ederim.

Bataklıkta Gece Yarısı - Nora Roberts

 Yayınevi:  Epsilon Yayınları

Türü: Romantik Gizem 

Sayfa Sayısı: 366

Baskı Yılı: 2003

Puanım: 2/3

Arka Kapak Yazısı: Declan Fitzgerald, New Orleans'ın eteklerindeki, toz ve örümcek ağlarıyla kaplanmış, tekin olmadığı söylenen köhne Manet Malikânesi'ne gördüğü anda tutulur adeta. Bu yıkık dökük evde onu çeken bir tuhaflık vardır. Genç adam yıllarca hayalini kurduktan sonra Manet Malikânesi'ni satın alır ve avukatlık yaptığı Boston'u terk ederek evi kendi başına restore etmeye soyunur. Ancak binayı eski görkemli haline kavuşturabilmek için bir hayli zaman ve emek harcaması gerekecektir. Belki evin çekiciliği biraz da bundan kaynaklanmaktadır.

Declan tek başına restorasyon çalışmalarına başladığında, insanların ev hakkında söylediklerinde bir gerçek payı olduğunu, evin gerçekten de insanı ürperten bir şeyler barındırdığını düşünmeye başlar; çünkü geçmiş yüzyıla ait bazı hayaller görmekte, yabancısı olduğu bazı duygulara kapılmaktadır. Ayrıca evde çalışırken, içinde açıklanması imkânsız bir keder hissetmektedir. Angelina Simone adındaki çekici komşusuyla arasındaki duygusal gelişme, Declan'ın zihnini bu huzursuzluk yaratan olaylardan bir süre uzaklaştıracaktır. Manet Malikânesi'ndeki restorasyon çalışması yoğunlaştıkça aralarındaki aşk da güçlenmeye ve bir tutkuya dönüşmeye baslar. Bu esmer ve aşk dolu genç kızın da malikâneyle tuhaf bir bağlantısı vardır. Declan ile Angelina birlikte bir gelecek düşleyebilmek için, önce geçmişten gelen, bataklık kadar derin ve karanlık bir sırrı çözmek zorunda kalacaklardır.

Yorumum: Blogumu takip edenler bilir bu yazarın bir çok kitabının yorumu bulunur ama özetleyecek olursam bir çoğu da ölüm serisine aittir.Ve şunu fark ettim ki bu yazarın bağımsız romanlarını okuyamıyorum ölüm serisi de hem romantik hem polisiye ama okutuyor diğer iki serisini de okudum gelin serisi çok severim eğlencelidir romantik olmasının yanı sıra anahtar serisi de biraz fantastik biraz dostluk ama bağımsız kitapları salt romantik.

Kitaptaki baş kadın karakterden de hoşlanmadım tavırlarına ısınamadım,başlarda kitap gizemli farklı gelmişti ama sonra direk ilişkilere bırakınca yerini soğudum sonlara doğru atlayarak okuduğumu söyleyebilirim.Ama ben sevmedim diye siz de sevmeyeceksiniz değil romantik sevenler bu kitabı seveceğini düşünüyorum,basımı olmayan bir kitap ama okumak isteyen olursa hediye ederim :) 

İsyan - Cindy Pon (Want #1)

Yayınevi:  Yabancı Yayınları 

Türü: Bilimkurgu,distopya

Sayfa Sayısı: 296

Baskı Yılı: 2019

Puanım: 4/5

Arka Kapak Yazısı:Paste Magazine’e Göre 2017 Yılının En İyi Genç Yetişkin Romanı

Bir şehri kurtarmak için neleri feda edebilirsin?

Dünyada insanlar keskin çizgilerle ikiye ayrılmıştır ve bu düzenin sadece bir kazananı vardır. Zenginler, kendilerini hava kirliliğinden ve hastalıklardan koruyan özel kostümler giyerken kalan herkes fakirliğin pençesinde kırklı yaşlarını bile göremeden ölmektedir. İnsanların yozlaşmışlığı yüzünden hayatını kaybetmiş annesinin acısını içinde taşıyan Zhou, bedeli ne olursa olsun bu düzeni değiştirmeye kararlıdır.

Arkadaşlarının da yardımıyla, tüm bu felaketin yaratıcısı olan şirket Jin Holding’i içeriden yok etmek üzere zenginlerin arasına sızmayı başarır. Ancak bu yabancı dünyaya daldıkça planları daha da çetrefil bir hâle gelir. Attığı her adım, onu en kötü düşmanlarının kızı olan Daiyu’yla beraber büyük bir açmaza sürükler.

Yorumum:Pis hava ,asit yağmurları paran varsa masken özel kostümün vardır masken yoksa bir şekilde hayatta kalmaya çalışır kırk yaşını göremeden ölürsün.İnsanlık havayı doğayı bozmuş artık gökyüzü mavi değil gridir.Karakterlerden biri diyor ki eskiden gökyüzü maviymiş dedem öyle söylerdi.

You'lar zengin kesim kostümleri paraları vardır hiç bir şeyler umurlarında değildir bir de Mei'ler var ki kimselerin umurlarında değiller.

Distopik bir dünya acımasız gerçekler buna baş kaldırılmalı fitil ateşlenmeli bunu da yapacak kişiler Zhou ve arkadaşlarıdır.Bu tür romanda olması gerekenler ama yazar bir konu da yanılttı beni Daiyu konusunda güzel hareketti diyebilirim.Hafif kafa dağıtmalık okuyamama durumuna iyi gelir tavsiye ederim.

Hırsızlar Cumhuriyeti - Scott Lynch (Centilmen Piç #3)

Yayınevi: İthaki Yayınları 

Türü: Fantastik 

Sayfa Sayısı: 688

Baskı Yılı: 2016

Puanım: 5/5

Yoğunluktan dolayı kalın kitap okumak istemiyordum ama bu kitap da sürekli kitaplıkta beni oku artık dediği için aldım elime okumaya başladım uzunca bir sürede bitirdim ama keyifliydi.İkinci kitap öyle bir yerde bitmişti ki üçüncü kitap hiç uzatmadan o kısımdan başlattı.Zaman zaman başka kitaplar alıyım araya dedim ama kitabı bırakmak istemedim sanki bırakırsam ayıp olucak gibi :) Centilmen Piç serisi sevdiğim bir seri ilk kitabını çok beğenmiştim iki de güzeldi sadece sürekli uzunca bir süre denizde geçmesi yormuştu bu kitapta ilk kitap kadar olmasa da güzeldi.

Bu kitapta çok başka şeyler de öğreniyoruz geçmişe dair bir geçmiş bir günümüz şeklinde ilerliyor hikaye yazar bazı zamanlar öyle bir yerde bölümü bitiriyordu ki ya şimdi geçmişin sırası mı bana hikayenin devamını anlat diyordum.Dediğim gibi geçmişten bir çok şey barındırıyor özellikle ilk kitap ile bağlantılı. Serileri okurken arayı fazla açmamak iyi oluyor derken 4 sene geçmiş ilk kitabın üzerinden ama şanslıyım ki bir çok şeyi unutmamışım.Bu kitapta Locke'nin farklı yanlarını okudum o tek ayak üstünde mimik dahi belli etmeden yalanlar söyleyen Locke yeri geldi kendini unuttu bazı şeyler karşısında yeri geldi dimdik duruşunu kaybetti oyuna geldi.

"Dostunu yavaş yavaş öldüren zehrin adını bilmiyorum.Ama seni öldürenin adı umut."

Bu seriyi seveni de çok sevmeyeni de çok bazıları fantastik değil amerikan film tarzı gibi göndermeler yapıyor ama benim severek okuduğum bir seri ve yazar yine çılgınca fikirler ortaya koyarak üçüncü kitabı bitirdi.

Hırsızların üçüncü maceralarını okurken yazarın dördüncü kitabını tamamladığı haberini okudum çok heyecanlandım.Bakalım biz de ne zaman çevrilir ve ben ne zaman okurum.