4 Kasım 2016 Cuma

Sırça Fanus- Sylvia Plath | Kitap Yorumu



Hani bana en çok kentin içinde mi yoksa dışında mı yaşamak istediğimi sormuştun.
Sen de demiştin ki...
Ben de demiştim ki kentin hem içinde hem dışında yaşamak isterim.
Sen de,gülmüştün ve benim gerçek bir nörotikin yapısına sahip olduğumu söylemiştin.Haklıydın da. Ben gerçekten nörotikim. Ne kentin içinde, ne de dışında yerleşebilirim.
En çok bu alıntıda onu hissettim.Neler düşünebildiğini neler hissedebildiğini.Acaba mı dedim acaba bende mi bir nörotikim.Çünkü bende hem kentin içinde hem de kentten uzakta yaşamak istiyorum.Evet bu öyle bir kitap.Kitabın bir yerinde bir cümlesinde kendinizi hissedebileceğiniz.Dönüp kendinizi sorgulayabileceğiniz.

Sırça Fanus yazarın ilk ve son romanıdır.Bu romanı yayınladıktan kısa bir süre sonra kendi yaşamına son vermiştir.Kurgu olmasına rağmen yarı otobiyografi kitabıdır.Kırılgan,karamsar,depresif,düşünceli bir kitap.Kitaptaki karakter başarılı bir öğrencidir ama bir gün bir derse kabul edilmeyişi ardından bunalıma girer,yazmayı dener yazamaz,uyumak ister uyuyamaz kaçınılmaz son psikiyatri kliniğidir.Benim düşüncem başarısız olunca depresyona girmiyor karakter aslında başından beri kafası garip düşüncelerle gidip geliyor tam olarak bunalıma girmesi başarısız olması ile patlak veriyor.Çünkü kitabın başından itibaren hissedebiliyorsunuz o depresyon havasını.Verilen şok tedavileri en çok rahatsız eden nokta.Okurken yazarın yaşadığı dönemi düşünüyorum o zamanın tedavi yöntemleri daha bir rahatsız edici oluyor.Çok çok depresif bunaltıcı bir kitap değil ama kasvetli bir havası olduğu doğru.Aslında şair olan yazarın birde günlüklerinden mektuplarından olan derleme bir kitap var onu daha çok merak ediyorum.Asıl yaşanmışlık ondandır diye düşünüyorum.
Puanım 3/5

1 yorum:

  1. Karakterin kafasındaki düşünceler filan karamsar,kitap boyunca depresif havayı hissedebiliyorsun.Bu tür kitap seviyorsan denemelisin :)

    YanıtlaSil